19 Şubat 2009 Perşembe

benim tanıdığım Ferdi


arsLan değiL KARTAL

2000'Li yıLLardan sonra semtinin tribünLerine geLmeye başLamıştı Ferdi. Abi dediğim birinden onu iLk duymam, maLatya depLasmanına gidiLeceği zaman otobüsLerin topLandığı stadın önünde çıkardığı oLayLa oLdu.

kimdi, neydi diye sorunca abime "gözü kara, hızLı bi kardeşimiz işte" yanıtını aLmıştım kısaca. semtin çocuğuydu.

tribünLe arama geçici bir ayrıLık şarkısı koymamdan doLayı birkaç sene gecikmişti tanışmamız. Ferdi bu arayı da boş geçmemiş, araya cezaevini ve birkaç hadiseyi daha sığdırmıştı.

tribüne ısınma turLarı kapsamında topLuca engeLLi basket maçına gittiğimiz bir günün sonunda tanıştık FerdiCanLa.

benim onu gıyabında tanıyor oLmam gibi, o da beni gıyabımda tanıyordu ki "hoşgeLdin suat" diye karşıLamıştı beni.

mutLaka herkesin başına geLmiştir; hani birgün, biryerde biriyLe iLk tanıştığınız gün, sanki yıLLardır tanıyormuşcasına LafLarsınız ya, işte o gün Ferdi'yLe o şekiLde 2-3 saat 25-30 kişinin eşLiğinde kafa kafaya söyLeştik.

o gün orada tanıdığım Ferdi, öLüm haberini aLdığım güne kadar hep aynı Ferdi'ydi. niye bu cümLeyi kurdum ? çünkü, bir yoL arkadaşı yoL süresince çok değişebiLiyor. bunu Ferdi'yLe başLadığımız yoLda çok net görebiLdim !

çokLarı değişti, değiştirdi ama Ferdi hiç değişmedi.

birçok kişi sevdiğinden değiL korktuğundan yanaşırdı Ferdi'ye. onu sigorta oLarak görürLerdi kendiLerine. çünkü Ferdi'nin yanındaysan koLay koLay kimse iLişemezdi semtte, tribünde.

Ferdi bunLarın hep farkındaydı ama niye müsaade de ediyordu. "ben bunLarın hiçbirine güvenmiyorum ki Suat" demişti. güvenmiyordu ama ister istemez etkiLeniyor, esinLeniyordu.

beLki de bu etkiLenmeLerdir Ferdi'yi dönüşü oLmayan yoLa götüren !

şehirdışından BEŞİKTAŞ için geLenLere ayrı bir sevgisi vardı, tıpkı BEŞİKTAŞ için şehirLer aşanLara oLduğu gibi.

kendi cebinden depLasman organizasyonu yaptığı kadar, BEŞİKTAŞ'a geLen anadoLu kartaLLarına ev sahipLiği de yapardı.

abiLiğin ne demek oLduğunu biLir ve OPTİK BAŞKAN'ı herkesten başka severdi, öLümü Ferdi'de derin izLer bıraktı.

hatrının ne kadar sayıLı oLduğu, anadoLudan geLen bir BEŞİKTAŞ'Lının maç sonu gözaLtına aLınmasıyLa düştüğü nezarethanede tanıştığı bir semt esnafına Ferdi'den söz edince, semtin esnafı oLan bu adamın anadoLu kartaLının cebine 20 TL koymasından da beLLi değiLmidir ? yada başının dara düştüğünde istanbuL'un çevre semtLerinden öLümüne geLen 300-350 deLikanLıdan beLLi değiLmidir ?

hataLarıda vardı Ferdi'nin kuşkusuz ama onLar bizde kaLsın.

Ferdi hataLarı ve günahLarıyLa değiL, sevapLarı ve doğruLarıyLa anıLacak biridir benim nazarımda !

evet...

benim tanıdığım Ferdi böyLe bir adamdı. daha fazLasını yaşayacak zamanımızda, imkanımızda ne yazık ki oLmadı.

Ferdi'nin sevdikLerinden ve Ferdi'nin sevenLerinden ricam onun kemikLerini sızLatacak haL ve hareketLerden kaçınmaLarıdır.

kabrin nur, mekanın cennet oLsun FERDİ KARTAL


17 Şubat 2009 Salı

BU BİR ÖZLEM YAZISIDIR

sensizLik


bir garip hüzün çöker insana
eL ayak çekilince

tek başına kaLırsın dünyada
etraf sessizLeşince

inan bu ev aLışamadı
hiçbir zaman sensizLiğe

şimdi sensizLik oturuyor
kaLkıp gittiğin yerde

yaLnızLığa eLbet aLışır bedenim
yaLnızLıkLa beLki de başa çıkabiLirim

çok zor geLse biLe yaşar öğrenirim
sensizLik benim canımı acıtan

bir derin korku düşer ruhuma
duvarLar sesLenince

karanLık oyun oynar akLıma
göLgeLer dans edince

inan bana aLışamadım
hiçbir zaman sensizLiğe

şimdi sensizLik doLaşıyor
çıkıp gittiğin bu evde


yine gittin, yine sensiz bıraktın bizi…her gidişin bir başka hüzün veriyor bize…

zirveden uzakta oLmak, aciz bir yönetim anLayışı yüzünden medya maymunLarınca her gün bir o yana bir bu yana çekeLenmek, kongreLere sızmış bozuk renkLi oy'Lar, bizim kadar BEŞİKTAŞ'Lı oLduğunu iddia edipte bizim kadar BEŞİKTAŞ'Lı duruşu gösteremeyen başkan ve yöneticiLer, BEŞİKTAŞ'Lıyım diyip de gazete köşeLerini parseLLemiş ne idüğü beLirsiz ucubeLer, hiçbiri üzmüyor, yormuyor bizi sensizLik kadar…

yukarıdaki şarkı da ne güzeL anLatmış sensizLiği, sensizLiğimizi…sen yoksun diye ev’imiz o kadar sessiz ki, taksim’den aşağı inerken RUHUMUZ BURADA yazısı ve mekanımızda seriLi KARTAL resmi ne kadar gözümüzü, ruhumuzu okşuyorsa, sensizLik de bir o kadar yoruyor ruhumuzu…

sensizken, feLaket senaryoLarı yazıp, biriLerinin kukLası oLarak o oyunLarın oyuncusu oLmuyoruz biz, BEŞİKTAŞ’ım…yakLaşan kongreLerin biLinci aLınmış figüran maşaLarı da oLmuyoruz biz, BEŞİKTAŞ’ım…bekLiyoruz…

geLeceğin ve ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ’IM NE İSTERSEN İSTE BENDEN diyeceğimiz günü bekLiyoruz…sana yine sarıLmayı, yaşanan tüm acıLarı yok saymayı, hesapLarın-kitapLarın değiL hesapsız-kitapsız seni sevmeLerin adamı oLmayı, sorguLamadan-suaL etmeden sorgusuz-suaLsiz seni sevmeLerin adamı oLmayı sevdik biz…biz yine aşkımızı yaşamanın yaşatmanın mümkün oLacağı günü bekLiyoruz…seni seviyoruz, severken ağLamayı, ağLarken tezahüratLarımıza daha sıkı yükLenmeyi seviyoruz…, bir daha geLemeyecek oLsa da hep o eski günLerdeki gibi, sadece ama sadece yüreğimizden geLdiği için YENİLSENDE YENSEN DE TARAFTARIN SENLE demeyi seviyoruz...çocukLarımıza ŞAMPİYON OLMANIN DEĞİL ADAM OLMANIN BİRİNCİ ŞARTIDIR BEŞİKTAŞLILIK feLsefesini öğretmeyi seviyoruz...


herşey, herkes değişirken biz haLa seni iLk gördüğümüz gün gibi görmeyi, haLa seni nasıL yaşamayı öğrendiysek öyLe yaşamayı seviyoruz…her şeyi görsek de, biLsek de…hiçbiri değiL de

sensizLik, benim canımı acıtan…

geL artık, geL ve hep beraber GELİYORUZ dedikLerimizin üstüne iLk GELİYORUZ dediğimiz gün ki inancımızdan zerre eksiLtmeden dimdik kararLı bir şekiLde yürüyeLim…

KORKMADAN YÜRÜYORUZ
ŞAMPİYON OLACAĞIZ


SALDIR BEŞİKTAŞIM



asırLar önce yazdığım bir yazı..

13 Şubat 2009 Cuma

özLüyorum uLan...

özLüyorum uLan...

cumartesi akşamından kaLma kafayLa öğLeden sonraya uyanan bir haLde kahvaLtıyı yapıp en kısa ve hızLı şekiLde semte gitmeyi.

sahiLden başLayıp, köyiçine...oradan mis cafe ve civarına, sonra arkasındaki dik rampadan ferdi'nin otoparkına çıkmayı.

orada varsa ferdiyLe, yoksa parkın oraLardaki semtin çocukLarıyLa, onLarda yoksa şehir dışından geLen kartaLLarLa pasLaşmayı.

BEŞİKTAŞ'ımızın dününden başLayarak gururLanmayı, bugünLere geLip üzüLmeyi ve yarınLara bakarken kâh hüzünLenmeyi, kâh mutLak bir inançLa BEŞİKTAŞ ULAN demeyi.

yekten yada birkaç arkadaşLa benim "sevda yoLu" dediğim BEŞİKTAŞ'dan MABED'e uzanan o tarih kokan, ATATÜRK kokan caddeden yürümeyi.

poLisLerin arasından tribüne süzüLen o en itici adımLarı.

tribüne girip boydan boya, aLtLı üstLü koLaçan edip tanıdık simaLarLa seLamLaşmayı, sonra tribündeki yerimi aLıp YOLDAŞ dedikLerimLe, ARKADAŞ dedikLerimLe OMUZ OMUZA oLmayı.

herşeyi biLiyorken, hiçbirşey biLmiyormuş gibi davranmayı.

özLemek de güzeL şey, neyi özLediğini düşünüp, o düşünceLerLe mutLu oLabiLmek de güzeL şey.

bir daha yaşanmayacak oLsa da...

9 Şubat 2009 Pazartesi

çok iyi bir BEŞİKTAŞ'Lı

geçenLerde teLevizyonda bir oraya bir buraya bakarken birden tribün zamanLarımdan tanıdığım, sevdiğim ancak sonra ayrı düştüğüm birini gördüm.


diyordu ki "başkan çok iyi bir BEŞİKTAŞ'Lı" şaşırdım, kuLakLarıma inanamadım. BEŞİKTAŞ'LıLığını biLdiğim ve ÇARŞI'ya ve BEŞİKTAŞ'a dair çok iyi şeyLer öğrendiğim biri bunu nasıL söyLer ?

düşündüm, kimdir "çok iyi BEŞİKTAŞ'Lı"?

a) yokLukLar ve imkansızLıkLar içinde 638 TL oLan asgari ücretin geçerLi oLduğu bir üLkede 25,70,100 TL denkLeştirerek kar, kış, yoL, uzak dinLemeksizin heryere gidip BEŞİKTAŞ'ıyLa oLan taraftar "çok iyi BEŞİKTAŞ'Lı"dır ?



b) kendi hataLarıyLa BEŞİKTAŞ'ı maddi-manevi yerLere düşüren ve haLa utanmadan BEŞİKTAŞ'ın borcu bana bu kadar diyen başkan mı "çok iyi BEŞİKTAŞ'Lı"dır ?

























cevabı akLı başında ve kantarı beLinde herkes basitçe verebiLir eminim. ama bu cevabın b şıkkı oLması imkansız.

biLinir ki en güzeL aşkLar hesapsız, kitapsız oLanLardır.

ben eşimi seviyorum ama bana her ay 1000 TL'ya maL oLuyor, ben BEŞİKTAŞ'ı çok seviyorum ama herhaLde BEŞİKTAŞ'a verdiğim paraLarLa 1. sınıf bir avrupa araç sahibi oLabiLirdim.

yok böyLe bişey !

ya seviyorsundur hesapsız, kitapsızca. ya da seviyor gibi görünüp hesabını kitabını tutuyorsundur.

başkan'a "çok iyi bir BEŞİKTAŞ'Lı" diyen ya BEŞİKTAŞ'Lı değiLdir, yada menfaatLeri BEŞİKTAŞ'ın çok önündedir.

bize bu sevdayı öğreten başta babama ve tüm büyükLerime sevgi ve saygıLarımLa....

asLoLan hayattır,
hayat da BEŞİKTAŞ...

4 Şubat 2009 Çarşamba

satırLardaki hayat...

iLk yazımız tabii ki bLog başLığımızLa örtüşmeLi.


satırLardaki hayat...


okumanın hayat oLduğunu kabuL eden ben, hayatın gizLerinin ve biLmedikLerimizin de satırLarda oLduğuna inanırım ve imkanım oLdukça okurum, insanLarı okumaya teşvik ederim.


güzeL yurdumuzda yaşamak zorunda kaLdığımız çirkinLikLerin ana sebebininde cahiLLiğimizden iLeri geLdiğini düşünüyorum. cehaLet en büyük hastaLıktır. ve üLkemiz insanı yıLLardır süren sistemLi çaLışmaLar neticesinde cehaLeti kader edinmiştir.


cennet vatanımızda cehennemi yaşama kaderimizi, çocukLarımızın kaderi oLmaması için, okumaLı, okutmaLı ve kaderimizi kısmende oLsa değiştirmeLiyiz.


devam edeceğiz...